Korku filmlerinin vazgeçilmez figürlerinden birisi olmuÅŸtur timsahlar eÄŸer konu bir nehirde yada bataklıklarda geçiyorsa. Hafif dalgalanan su ve ses çıkarmadan suyun içinde ilerleyen bir timsah....Sadece burnu dışarıda sinsice avına yaklaşır ve atik bir hareketle avını yakalar ve sonrası acı gerçek.
11 bin kilometrekarelik Batı Afrika ülkesi Gambiya sınırları içerisine girdiÄŸimizde aslında hiçte Timsahlarla karsılaÅŸma heveslisi deÄŸildik her ne kadar bu özel bölgede yasayan timsahların ısırmayan timsahlar olduÄŸunu söyleseler bile. Bölgenin ismi Bakou-Kocikali. Aslında Gambiya’da sadece buradaki timsahların ısırmama özelliÄŸi var. Tedirgin bir ÅŸekilde uzunca bir yol kat ettikten sonra ulaÅŸtık timsahların mekanına. Yolları zaten çok bozuk olan Gambiya’da seyahat etmek zaten çok zordu bir de üstüne üstlük timsahlarla karsılaÅŸmak onun daha da zoru. Ä°lk önce bir yetkili buluyoruz timsahlar hakkında bilgi alabileceÄŸimiz. Sağımızda solumuza beliren timsahlar arasında yerlilerin kutsal su adini verdikleri göletin çevresinde ilerlemeye baÅŸlıyoruz. AÄŸzını açmış güneÅŸ banyosu yapan iri bir timsah hiçte sevimli gelmiyor turun en basında. Ä°rili ufaklı tam 80 timsahla çevrili olma duygusunun insanda oluÅŸturduÄŸu tedirginlik rehberin “Sakin olun ben bunların arasında yıllardır bulunuyorum su ana kadar bir insana zarar verdiklerini görmedim”demesiyle yerini derin bir nefes almaya bırakıyor. Her an saldıracaklarmış gibi duran timsahların arasından çığlıklarla geçen Avrupalı turistlerin haykırışları geliyor kulağıma...
Aslında timsahlar nil timsahı. BildiÄŸimiz nil timsahları ise gerçekten insana zarar veren timsahlar. Ä°nsani yakaladığında parçalaması çok kısa zaman alan çene yapılarına sahipler. Ancak Gambiya’da “kutsal su”yun çevresindeki nil timsahları ısırmıyorlar. Yerli halk bunu tamamen bu bölgedeki suya baÄŸlıyor. “Bu sudaki timsahlar kesinlikle ısırmıyor çünkü su kutsal” diyorlar. Su gerçekten kutsal mı deÄŸil mi bilinmez ama biz insanların kendilerinden çok emin konuÅŸmaları sonucunda timsahlara yaklaşıyoruz. Rehberin teÅŸviki ile timsahla tokalaÅŸmanın farklı lezzetini tadıyoruz. Dahası elimizi güneÅŸ banyosu yapan bir timsahın altına sokup, vücudunun altının ne kadar serin olduÄŸunu fark ediyoruz. Bütün bu hareketleri yaparken timsahın hiç bir ÅŸey yapmadığını görünce daha da ileri gidip güneÅŸlenen timsahın kuyruÄŸundan tutup gole doÄŸru harekete geçiriyoruz. KuyruÄŸu üzerindeki yaprak gibi çıkıntılar sıkılınca rahatsız olan timsah ilerlemeye baÅŸlıyor ve çareyi kendini suya atmakta buluyor. Bütün bunlar yapılırken timsahın hamile timsah olmamasına özen göstermek gerekiyor. Çünkü hamile timsahlarda çocuklarını koruma hissi çok güçlü olduÄŸu için saldırgan oluyorlar. Saldırma ihtimali olabilir diyor yetkili.
Bu bölgede yasayan nil timsahları o kadar zararsız ki çok yaÄŸmur yaÄŸdığı zaman küçük gölü temizlemeye gelen köylüler timsahlarla iç içe gölün içinde dolaşıyorlar. YaÄŸmur sularının taşıdığı pislikleri elleriyle kıyıya çeken köylülere su ana kadar hiç bir timsah dokunmamış. Köylülerle çok güzel arkadaÅŸlık örneÄŸi sergileyen timsahlar adeta tarihte yaÅŸananları yalanlarcasına davranıyorlar.
Gambiya tarihte çok acı günlerin yaÅŸandığı bir ülke. Köle ticaretinin Batılılar tarafından en yoÄŸun olarak yapıldığı ülkelerden biri. Unlu Kunta Kinte’nin ülkesi. Köle ticaretini yapan batılılar kaçamasınlar diye yakaladıkları köleleri adaya gotururlermis. Bu adalar ise kıyıdan oldukça uzakta. Kaçmaya çalışanlardan ya akıntılara kapılarak can vermiÅŸ ya da bir timsahın diÅŸleri arasında hayatı son bulmuÅŸ. Çok sayıda siyah derili insan esaretten kaçayım derken çevredeki timsahlara yem olmuÅŸ. O Timsahlar hala Gambiya’da varlar ve ısırma ve parçalama özelliklerini devam ettiriyorlar. O yüzden siz olun Gambiya’ya ayak bastığınızda timsahlar ısırmıyor diye onlara el sürmeye tokalaÅŸmaya çalışmayın. Çünkü ısırmayanlar sadece sayıları 80’i bulan “kutsal su”yun çevresindeki nil timsahları.....