Dünyayı adım adım dolaşıp ekrana yansıtan Ayna bu hafta farklı coÄŸrafyalarla ekranlarınıza geliyor.
Ä°lk olarak Atlas Okyanusu kıyılarındaki bir ülkeye düÅŸüyor yolumuz. Batı Afrika’nın küçük, renkli ülkesi Gana’dayız. Dans ve ritim bir çok Afrika ülkesinde olduÄŸu gibi burada da hayatın vazgeçilmez bir parçası. Sanayi geliÅŸmediÄŸi için halkının tarım ve hayvancılıkla geçimini saÄŸladığı ÅŸehirde görüntülediÄŸimiz Bamaya Dansı hasat mevsimini anlatıyor.
Uçağımızın rotası Orta Amerika’ya yöneliyor. Aztek ve Maya uygarlıklarının anavatanı Meksika’dayız ÅŸimdi de. Meksika kovboylarının gösterilerini seyrediyoruz. Kovboylar at ile dörtnala gelirken ani duruÅŸ, at ile düzgün geri geri gitme, kementle ayağından atı yakalama, boÄŸayı kuyruÄŸundan yakalayıp düÅŸürme, boÄŸayı boÄŸazından kementle yakalama gibi dallarda birbirleriyle yarışıyorlar. Salıverilen boÄŸayı kuyruÄŸundan yakalayan Kovboy hayvanı ne kadar erken düÅŸürürse o kadar çok puan alıyor. Ayrıca hayvan ne kadar kötü düÅŸerse puan o kadar artıyor. Zavallı hayvanlar öylesine kötü düÅŸüyorlar ki sersemleÅŸtiklerinden nereye gideceklerini ÅŸaşırıyorlar. Ve bu olayı yarışmanın bir parçası olarak gören Meksikalı kovboylar defalarca tekrarlıyorlar.
Dünya ülkelerini turlayan Ayna, Asya’nın devi Çin’e gidiyor. Kungfunun anavatanı Çin’de bir kungfu okulunu ziyaret ediyor Ayna. Bu okullar aynı zamanda normal eÄŸitim de veriyor. 11 bin öÄŸrenciye sahip olan bu okul üniversite kompleksi gibi çok geniÅŸ bir arazi üzerine kurulmuÅŸ. Bu okul gibi yüzlercesi var Çin’de. Okulun bahçesinde eÄŸitimlerine devam eden öÄŸrenciler arka arkaya parendeler atıyorlar havada. Gösteri salonunda ise Ayna ekibine özel muhteÅŸem bir kungfu ÅŸov sergiliyor okulun öÄŸrencileri.
Sıradaki durağımız yakın komÅŸumuz Ä°ran oluyor. Safran’ın mutluluk getirdiÄŸine inanan Ä°ranlılar dondurmalarına bile safran katıyorlar. Ayna ekibi de safranlı Ä°ran dondurmasını bir yandan tadıp bir yananda da tanıtıyor.
Ä°ran’dan ayrılıp Afrika kıtasındaki ülke Tanzanya’ya gidiyoruz. Tanzanya’da sabah kahvaltısı alışkanlığı yok. Kahve dükkanlarında kahvelerini yudumluyorlar kahvaltı yerine. Ayna da iÅŸte bu dükkanların bir tanesinde. Yolun kenarına koydukları iki tabureden oluÅŸuyor dükkan ancak müÅŸterisi de az deÄŸil. Yoluna devam ediyor Ayna. Kisutu meyve pazarına giriyor ÅŸimdide. ÇeÅŸit çeÅŸit tropikal meyveler süslemiÅŸ pazar tezgahlarını. Yılın her ayı karpuz yetiÅŸiyor bu topraklarda. Muz ise en ucuz meyvelerden.
Bu haftaki son rotamız eski doÄŸu bloku ülkesi Polonya oluyor. Krakov’a gidiyoruz. Burası 5 yüzyıl baÅŸkentlik yapmış Polonya’ya. Alman saldırılarına maruz kalmadığı için tarihi dokusu aynen muhafaza edilmiÅŸ. Katedraller, saraylarla süslü bir ÅŸehir Krakov. Söylenenlere göre gerçek Polonya’yı görmek isteyenlerin mutlaka uÄŸraması gereken bir ÅŸehir. Krakov’da tıpkı ülkemizde olduÄŸu gibi küçük simit büfeleri görüyoruz. Tadı farklı da olsa görünüÅŸü itibariyle bizim simitlere benziyorlar. Bu büfeler Polonya’da sadece Krakov’da bulunuyormuÅŸ.